Anadolu özellikle 150 yıldır zulümden kaçanın sığınağıdır, son yeridir. Ruslar Çerkez kardeşlerimize soykırım yaptı, buraya geldiler. Tatar Türkleri zulme uğradılar, buraya geldiler. '93 harbi ve Balkan Savaşındaki mağlubiyet neticesi Balkan Türkleri, Boşnak'lar, Arnavut'lar buraya geldiler. 1.Dünya savaşında ve öncesinde Romanya'dan, Girit'ten, Mora'dan, Mısır'dan hep buraya geldiler. Saddam Halepçe'ye kimyasal bomba attı, mazlum Kürtler buraya geldiler. Todor Jivkov faşizminden kaçan Bulgaristan Türkleri buraya geldiler. Suriye savaşından kaçan gariban milyonlar buraya geldiler; Haleplisiyle, İdliplisiyle, Kobanilisiyle, Hasekelisiyle hep buraya geldiler.
Burası Anadoludur, ana kucağıdır; mazluma, garibe, ezilene sıcaktır. Peki ya burası da düşerse? Burada bir boğazlaşma yaratırlarsa ne olur sonumuz? Bizim ve her devirde gelip bizden olanların gidecek yeri var mı? Bu toprakların evlatlarını Anadolu anaçlığıyla kucaklayacak tek bir adres var mı etrafımızda, varsa deyiverin?
Mora'lı Helenlerin 1922'de Anadolu'dan gitmek zorunda kalan Ege Rumlarına, 6-7 Eylül'de kaçmak mecburiyetinde olan İstanbul Rumlarına hala 'Türk tohumu' dediklerini biliyor musunuz? Kendi soydaşını bile bunca dışlayan bize ne yapmaz?
İşte, hepimizin gözü önünde olmadı mı; Dünyanın en müreffeh ülkeleri eni konu 500 Suriyeli mazlumu bile kabul etmemek için 'o alacalı, renkli, özgürlükçü demokrasilerine' bir anda aykırı kalmadılar mı? Onların yanında Türkiye'nin eti butu nedir de kabul ettik 3 milyon Suriyeli mazlumu? Fakat biz Anadolu'yuz. Kazanımızda kaynayan aş bizim değildir, Allah'ındır ve her mazlumun, açın, biilacın hakkı vardır aşımızda. Burası o yüzden ana kucağıdır. Süt dolu göğüsleriyle Kibele buralıdır çünkü. Dağlarından yağ, ovalarından bal akan cennet vatan burasıdır.
Bizim gidecek hiç bir yerimiz yok arkadaşlar. O yüzden 'YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM!'