ABD, Türkiye’de liberal sol bir iktidarı işbaşına getirmek istiyordu. Birçokları gibi İngiltere’de eğitim görüp ABD solcusu olan Kemal Derviş, onun İçin Dünya Bankasından Türkiye’ye gönderilmişti.
Solcu Ecevit, ABD’nin gözdelerinden olan Derviş’i bağrına basmıştı.
Derviş, iktidarın yıkılmasıyla solcu İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan’la sol ağırlıklı liberal bir parti olan Yeni Türkiye Partisinin organizatörleri arasında yer aldı. Sonra da sol parti olan CHP’den aday olup İstanbul Milletvekili seçildi.
Bütün uğraşlara rağmen solun iktidar olamayacağını anlayınca da milletvekilliğini bırakarak ABD’ye döndü ve BM’de önemli bir göreve getirildi.
Türkiye’de ABD’ci geniş bir entelektüel sol vardır. CHP de bu solun merkezine oturmuş kitlesel partileri, sığınaklarıdır.
Sağın geniş bir kitlesi ise oldum olası ABD’nin etkisi altında ve onunla işbirliği içinde olmuştur.
Solcu İnönü ile derinleşmeye başlayan Amerikancılık, Türkiye’nin NATO’ya girişiyle birlikte sadece sağ siyaseti değil, kurum ve kuruluşlarıyla birlikte devleti de kontrol altına almıştır.
Sonuç itibarıyla; ABD, Türkiye’de hükümranlığını sürdürmek için sol ve sağı dilediği gibi kullanmaktadır.
İstemediği iktidarları şartlara göre elverişli olan siyasi görüşleri devreye sokarak alaşağı etmektedir. Askerlerin içinde de her zaman ABD’nin dipçik gücü olarak kullandığı devşirmeleri vardır. Bunlar için sol-sağ farketmez. Verilen göreve göre bazen sola, bazen ise sağa destek çıkarlar.
Bir ABD okulu olan ve 1971 yılında Devlet Okuluna dönüştürülen Boğaziçi’nden başlatılan ve gezi benzeri bir olaya dönüştürülmek istenen eylemlerde at başı olarak yine sol devrededir. ABD’ci solcular ABD’nin okuluna devletin müdahalesine izin vermemek ve buradan yola çıkarak olayları yaymak hesabındalar.
Bunlara sağdan destekçiler de oluşturulmuş durumdadır.
Önümüzdeki süreç ABD’ci solun, ABD’ci sağla birlikte iktidara gelebilme manevralarına şahitlik edecek.
Biden ve Avrupa bunun İçin elinden geleni yapacaklar. Dışarıda ve içeride kullanacakları terör güçleri de aktif olarak devreye sokulacak.
Yani önümüzdeki dönemde hem emperyalizm naraları atan, hem de ABD’nin emrinde olan solun salvolarıyla karşı karşıya kalacağız.