canlı casino kaçak iddaa kacak bahis
Ülkemizin insan profiline dayalı genel bir sorunu var. Kişiler, ne derece cahil olursa olsunlar çok şey bildiklerine inanıyorlar ve başka hiçbir bilgiye ihtiyaç duymadan başkaları hakkında yargıda bulunuyorlar. “Cahil cesareti” denilen türden bu tip cesaretin, diploma, bilmişlik, makam gibi şeylerin ardına gizlenmiş olması ise daha da vahim bir durum.
“Bu tip yaygın davranış biçimlerinde bulunanlar bilgiye bu derece uzakken nasıl bu derece cüretkar olabiliyorlar” diye düşündüğümüzde, bilgiye ihtiyaç duymadan varlığını devam ettirebilen bir toplumsal yapımızın bu durumu beslediği gerçeğiyle karşı karşıya kalırız..
Toplumumuz, bilgiye ihtiyaç duymanın yerini toplum içindeki yerleşik kitlelerin gücünden yararlanacak yöntemler ile doldurmakla yetinmekte. Bu kişi için kendini var etmeye fazlasıyla yetiyor. Zira, insanlar sadece bulundukları yerin sıkı bir müridi olduklarında, o topluluğun imtiyazlarını kullanarak bilgiden daha etkin bir güce erişebiliyorlar.
Bu durumda, kişiler eğer bir şekliyle içinde bulunduğu grubun üst sıralarına tırmanmışsa, ellerindeki gücü “öteki”ne bir baskı aracı olarak kullanabildikleri için bilgiden uzak kalmakla hiçbir şey kaybetmiş olmuyorlar ve elde ettikleri bu güç onlara fazlasıyla yetiyor.
Bilgi yerine yerleşik sloganları, kalıplaşmış şeyleri kullanarak kendine yer edinibilen bir toplumsal yapının demokratikleşmesi gerçekleşebilir mi? Elbette ki hayır!
Bilgi toplumu, grup gücünü bir imtiyaz alanı olarak görmeyen, o yeri bir tür gelişme aracı kullanan toplumdur. Ancak böyle toplumlar demokrasiye sahip çıkabilir, başkalarına yaşama hakkı tanıyabilirler.
Bilgiye ve onunla gelen değişime kapalı toplumlar sürekli “öteki”ni yok ederek kendi güçlerini sürdürmek, bu şekilde kendilerine yeni alanlar açma hesabı güderler.
Böylesi toplumlar, hangi ideolojik maskeyi kullanırsa kullansınlar, kendilerinden yana gördükleri güçlerin “ötekini yok etme”sine gönülden destek verir, onları baş tacı ederler.
O nedenle, bizim ülkemizde darbe karşıtlıkları sahtedir. Kitleler, kendilerine yarayacak darbelere, “ötekini” yok edecek güçlere destek vermeye can atarlar.
Maalesef, nereden bakarsanız bakın, her cepheden tablo böyle...
Ancak, söze geldi mi, darbe yapanlar bile kolayca darbeye karşı olduklarını söyleyebilirler..!